Daha önce hiç bir oyun eleştirisi yapmadım. Nelerden bahsedeceğim konusunda da pek bir fikrim yok. Ama Undertale hakkında bir yazı yazmayı uzun zamandır istiyordum. Çünkü karşılaştığım en farklı oyun olabilir ve bu yaşadığım deneyimi herkesle paylaşmak istiyorum.
Çok uzun zaman önce dünya üzerinde insanlar ve canavarlar bir arada yaşamaktaymış. Fakat iki ırk arasında bir savaş başlamış. Kazanan insanlar olmuş ve canavarları sihirle yeraltına mühürlemişler. Biz de oyunu, canavarların dünyasına düşen bir çocuk olarak oynuyoruz ve yeryüzüne geri dönmeye çalışıyoruz.Konu bu anlattığım kadarıyla basit duruyor. Fakat Undertale çok fazla ayrıntı ve karakter içeriyor. Oyun sizi dünyasına ustalıkla sokuyor ve tüm karakterlere derin bir sevgiyle bağlanıyorsunuz. Daha önce hiçbir oyunda bu hissi yaşamadığımı söyleyebilirim.
Undertale dünya çapında çok popüler olup, yüksek puanlar almasına rağmen Türkiye'de pek bilinmiyor. Bunun da en büyük sebebi kesinlikle grafikleri. Undertale, tamamen piksellerden oluşuyor, grafiklerin günümüz teknolojisiyle bir alakası yok. Fakat bu benim en çok hoşuma giden ayrıntı oldu. Küçüklükten beri atari oyunlarına bağımlı olan ben için Undertale mükemmel bir deneyimdi. Undertale'ı o grafikleri olmadan kafamda canlandıramıyorum bile. Fakat işte bir kitle oyunu sadece grafiklerle değerlendirip, her şeye saçma önyargılarla yaklaşıyor. Lütfen şu önyargılarınızı yıkın ve Undertale'e bir şans verin. O yaptığınız aptalca eleştirileri oynadıktan sonra yapın. Bir oyunu grafiğine göre yargılamayın! (SİNİRLENDİMKSLKEJDOLSD)
Unutmadan oyunun müzikleri de harika. Birkaç tanesini telefonuma bile indirdim. Favorilerimden birini aşağıya bırakıyorum. Hayatımda oynadığım en iyi oyun olan Undertale'ı herkese şiddetle öneriyorum. Bu dünyaya kesinlikle bir adım atmalısınız. ^-^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder